BAKIRKÖY'DE DEPREM SORUNU SİYASİ! RANT SORUNU VAR ..
CHP Bakırköy İlçe Başkanlığı, konunun uzmanlarıyla ilçe planları ve deprem konusunu masaya yatırdı. Bu toplantıyı eleştiren ve gazetemizi arayan Bakırköy'lü vatandaşlarımız ,Bakırköy'lüler sırf görüntü vermek için ,siyaset için yapılan toplantılardan bıktık, CHP 'li müteaahitlerin çözümleri mi bize yol gösteriyor rant için kot alırken ve çatıları yükseltmek için mücadele ettiklerini biliyoruz çözüm üretecek kimse yok mu diyerek tepkilerini dile getirdiler.
SİYASİLERİN GÖREVİ SÖZÜNÜ TUTMAKTIR
Toplantıda konuşan Bakırköy Belediyesi Teknik Başkan Yardımcısı Cavit Ganiç, 7 mahallenin planlarını Büyükşehir kadrolarının tüm analizleri yaparak hazırladığını söyledi.
Ganiç, önesinde de yapılan planların İBB’de reddedildiğini belirterek, “İBB İmar Komisyonu’ndaki Ak Partili arkadaşlar Demiryolunun kuzeyi için kat artışı hakkımız olduğunu, güneyinde ise olmadığını söyledi. 5 binlik planınızı yapın, bizde o haklarınıza göre binlik planlarda artış vereceğiz dediler.
Siyasi iradeyle birçok görüşme yapıldı. Ak Partili belediyelerin planları geldi ve geçti. Bakırköy plansız bir bölge değil. 16 ay mecliste bekledi ve revize edildi.
Şehir planlamadan gelen şekli yok sayıldı. İstenen çok basitti. Demiryolu kuzeyinde 2 katlı yerler hariç bir kat ilave, güneyinde ise çatı katlarının bağımsız bölüm sayılması teklifiydi. Fakat hiçbir talebimiz kabul görmedi. Onun yerine toplulaştırma ön görüldü” dedi.
Ülkemizin bu duruma gelmesinde vatandaşından yapı denetimcisine, inşaat ustasından bürokratına herkesin sorumluluğu olduğunu belirten Ganiç, “Bu ülke kurtulsun istiyoruz ama bizden başlamasın istiyoruz” eleştirisinde bulundu.
Seçimlere giderken tüm siyasi parti başkan adaylarının Bakırköy halkına +kat vereceğini vaadettiğini dile getiren Gani. “Siyasilerin görevi de verdiği sözleri tutmaktır. Bakırköy’ün emsali düşük değil. Mutlaka toplulaştırma ve otopark yapmamız gerekir. İBB’de yapılan tüm toplantılara katıldık, kavgasını verdik. Verilen karar siyasidir” diye konuştu.
İBB Meclisi’nde görüşülen ve tartışmalara neden olan 5 binlik planlarla izlenecek itiraz sürecinin tartışıldığı toplantıda, Mimarlar Odası Başkanı Mustafa Fazlıoğlu önemli açıklamalarda bulundu.
“2000 öncesi yapılan tüm yapılar mezarlıktır” diyen Fazlıoğlu, Bakırköy’ün yapı stokunun yüzde 23’ünün 2000 sonrası, yüzde 17’sinin ise son 10 yılda yapıldığını söyledi.
Demiryolunun kuzeyinde kalan konut alanlarının en az 4 parsel ve minimum 2 bin metrekare birleşmesi ile +1 kat ilave şeklinde İBB Meclisi’nde onaylanan planlarının askı sürecinde nasıl bir tavır gösterileceği, itiraz sürecinin ne şekilde olacağı, Yeşilköy, Yeşilyurt, Basınköy, Şenlikköy ve Ataköy mahallelerini kapsayan planlarla ilgili değerlendirmelerin yapıldığı toplantıda, depreme hazırlık noktasında da görüşler dile getirildi.
Farklı tartışmaların yaşandığı toplantının açılış konuşmasını yapan İlçe Başkan Yardımcısı ve Şehir Plancısı Caner Kılıç, İBB’nin hazırladığı olası İstanbul depremi ile ilgili risk tahminleri kitapçığı ve Bakırköy’de yaşanması muhtemel kayıpları anlatan bir sunum gerçekleştirdi.
İBB’de kabul edilen planların Bakırköy halkının beklentilerini karşılamadığını söyleyen Kılıç, yine geçtiğimiz hafta mecliste grubu bulunan siyasi parti ilçe başkanlarıyla yaptıkları toplantıdan bahsetti.
CHP grubu olarak İBB’ye gönderilen planların +1 kat artışlı haliyle, diğer partilerin ise 4 parsel yerine 2 parsel, 2 bin metrekare birleşme yerine bin metrekare birleşme ile +1 kat artışı talebiyle itiraz edilmesi yönünde görüş bildirdiğini ifade eden Caner Kılıç, neler yapılabilir noktasında katılımcılara söz verdi.
TÜM KURUMLAR ÇÖKTÜ
Toplantıda konuşan Mimarlar Odası Başkanı Mustafa Fazlıoğlu, öncelikle toplantının yapıldığı CHP ilçe başkanlık binasının gözden geçirilmesi gerektiğini söyledi.
Fazlıoğlu, Bakırköy’ün yapı stokunun yüzde 23’ünün 2000 sonrası, yüzde 17’sinin son 10 yılda yapıldığını belirterek, “2000 öncesi yapılan tüm yapılar mezarlıktır” dedi.
2000 ve 2007 arası yapılan yapıların yapılış şekline göre değişim gösterebileceğini, 2007-2018 arası yapılan yapıların, ‘İyi’, 2018’den sonra yapılan yapılardan ise hiç korkulmaması gerektiğini belirten Fazlıoğlu, “1998/2007 ve 2018’de yönetmelik değişiklikleri oldu.
Biz projelerimizi ve yapılarımızı buna göre inşa etmeye çalıştık ama yapı yönetim süreci ülkemizde felaket.
Maraş depremi bize şunu gösterdi ki projelendirme, denetleme, yerinde yapma, ustanın iş yapması gibi tüm işlemlerin sistematik olarak yeniden ele alınması ve irdelenmesi gerekli. Gölcük depremi üzerinden 23 yıl geçti.
Bu depremde de devleti yöneten kurumların çöktüğünü, ayakta kalanların muhalif olan siyasi partiler, yapılar, STK ve gönüllü halkı olduğunu gördük” dedi.
KALAN SAĞLAR BİZİMDİR !
İBB’nin hazırladığı İstanbul deprem senaryosu dışında TMMOB’un hazırladığı bir senaryo daha olduğunu belirten Fazlıoğlu, “İlçemiz genelinde yapılaşamaya bakınca da sonuç korkunç. Olası 7,5 şiddetindeki bir depremde Marmara çukurunda bir göçme olursa tsunami oluyor ve Ataköy Olimpiyat evine kadar geliyor. Bunu bilim insanları söylüyor.
99 depremi sonrası devletin yaptığı toplantıya katıldım ancak ‘Ölen ölür kalan sağlar bizimdir’ mantığını sezdiğim için toplantıdan ayrıldım. Ataköy’de oturan dönemin milletvekili, Bakan ve İstanbul Valisi Kutlu Aktaş’tan oturduğu binanın planlarını nasıl elde edeceğini soruyordu. Bu günde değişen bir şey yok.
Bakırköy’ün deprem sorunu, trafik sorunu, kamusal alanların yokluğu ve kent kimliği de özellikle son yıllarda bir sorun.
İBB planlama Müdürlüğü, Bakırköy’le ilgili planlama sürecinde meslek odaları olarak bizimle de bir görüşme yaptı.
Tren yolunun güneyindeki 4 mahallede toplulaştırma yapın, arka bahçe kullanımlarını daha stabil hale getirin, çatı katlar tam bağımsız bölüm olarak toplulaştırma ile ufak da bir imar artışı şeklinde düzenlensin, bodrum katlarını bir kat yukarı kaldırın önerilerinde bulunduk.
Her binanın bir bodrumu olmalı, kaldı ki bina 10 kat ise, 2 kat bodrum olmalı.
Bunun böyle bir matematiği var.
Örneğin Hatay’da yıkılan Rönesans Rezidans’ın bodurumu olmuş olsaydı bu kadar kayıp olmazdı.
Şu bir gerçek ki bodrum katta yaşam olmaz.
Bakırköy’ün çok kimlikli tarihi yapısının korunması ve geleceğe aktarılması, çarşı cami ve çevresinin koruma altın alınarak geleceğe aktarılması gerektiğini, İstanbul caddesinin yayalaştırılmasını ve trafikten bahsederek önerilerde bulunduk” aaçıklamasını yaptı.
MALESEF BECEREMEDİLER
“İstanbul Caddesi’nin planlamasını yaparken bize tek şeride düşürülüyor diye müjde verildi ama bunun çözüm olmadığını söyledik” diyen Fazlıoğlu, “Daralttılar, beton dubalar koydular, olmadı çiçek koydular. Cadde trafiği gece açık, gündüz kapalı kalsın dedik çünkü esnafın olduğu bir cadde. Ataköy girişinden Yenimahalle çıkışına, hatta sahilde de insanların denizle buluşması için alttan yol yapın dedik.
Bunu Zeytinburnu’nda bir proje için yaptılar.
Şunu da söylemek lazım ki maalesef beceremediler.
Tüm bunlar için bir irade lazım. Burada da yöneticilerimize görev düşüyor.
Hep birlikte dayanışma ile tüm bunları yapabiliriz ancak ortak karar alma sürecinde bir takım eksiklikler var.
Tüm Bakırköy ve İstanbul’da çatı katların bağımsız olması, mimari bir öge olarak konsolun ortadan kalkması, birleşerek ve birazda bonus vererek sorunları çözebiliriz.
Devletin de klasik müteahhitliği ortadan kaldırması lazım. Depremin maliyetinin ülkeye zararını görüyoruz.
Tüm bunlar göz önüne alınarak, KDV, vergi muafiyetleri yapılarak ve TOKİ/KİPTAŞ gibi yapılarda çoğaltılarak uzun vadeli düşük faizli kredilerle dönüşümün bir kısmını göğüsleyerek, vatandaş da elini biraz cebine atarak işin çözüleceğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
YOLA TERKLERİ VAR
Fazlıoğlu’nun ardından söz alan İnşaat Mühendisi Yavuz Selim Kaya, “Sosyal donatı alanlarının yeterli olduğunu düşünüyorum.
Bakırköy yaşlı bir nüfusa sahip olduğu için okul alanlarına ihtiyaç olduğunu düşünmüyorum, çünkü dışarıdan öğrenci alan bir ilçeyiz. Çoğu parselin de yola terkleri var. Kamu vatandaşın malını yola terk ettiriyor. Burada kamunun gaspı söz konusu.
500 400’e düşüyor ve vatandaş yüzde 25’ini alıyor. Yola terki taban alanına katarak metrekare artışı olmalı” önerisinde bulundu.
SENARYO İYİMSER
Geçmiş dönem İBB Meclis Üyesi ve İnşaat Mühendisi Ali Rıza Akyüz ise geçtiğimiz dönemde yaşananların benzerinin yaşandığı bir sürece tanıklık ettiğini söyleyedi.
Akyüz, İBB’den alınan kararın siyasi bir karar olduğunu belirterek, Ak Parti’nin istediği yere dönüşüm şansı verdiğini, Büyükçekmece, Maltepe ve Ataşehir’in de bundan faydalandığını ancak bazı yerlere blok uygulandığını ve bunlardan birinin de Bakırköy olduğunu dile getirdi.
İBB’nin hazırladığı deprem senaryosunun iyimser olduğunu, tüm verilerin kendisine göre iki kat olduğunu dile getiren Akyüz, “99 depreminde yönetimdeydim. Kamu adına gelen taleplerle ilçemizdeki binalarda çalışmalar yaptık. Minimum kiriş genişliği 25 cm, ancak bizim binalarda 12 cm. Bu binaların ayakta durma şansı yok. Durum düşünülenden daha kötü. Millet olarak unutkanız. Bu duyarlılığımızın devam etmesi ve siyasilerimizin dilinden düşürmemesi gerekiyor” açıklamasını yaptı.
TESPİTLERİ KİM YAPTI ?
İmar Mevzuat Uzmanı ve Mimar Sedat Yalçınkaya, beklenen olası deprem ve sürekli imar planları düzenlenmesi üzerine konuşulduğunu belirterek, imar planları süreçlerinin en az 3-5 ay sürdüğünü ifade etti.
7.5 şiddetine dayanacak bina tespitlerine önem verilmesi gerektiğini söyleyen Yalçınkaya, “İBB’nin ve Kandilli Rasathanesi’nin hazırlamış olduğu olası Bakırköy Deprem Kayıp Tahminler Kitapçığında Ataköy 9. Kısım ve diğer mahalleleri ile ilgili endişe duyuyorum. Ataköy 9. Kısımdaki binaların tamamının tünel kalıp ve radye temel ile yapıldığını biliyoruz. 99 depremi sonrası İstanbul Teknik Üniversitesi’nin yaptığı incelemeye göre bazı binaların dayanıklı olduğuna dair raporlar mevcut ve 2003 yılında yine aynı üniversitenin çalışmalarına göre bu tarz binaların dayanıklı olduğu raporlanmış. İBB’nin hazırladığı raporda ise özellikle 16 binanın ağır şekilde yıkılacağı belirtilmiş.
Eğer öyle ise; İBB buradaki deprem senaryosunu neye göre yaptı?
Bu bilgiye ulaşmış değiliz. Madem çürükse ve bir cinayetten bahşediliyor, bu da biliniyor ve risk teşkil ediliyorsa Bakırköy Belediyesi’ne neden yıkılsın denilmiyor?
Ya da belediyemiz bilgi sahibi ise neden ‘Binalar risklidir, dönüşüme sokulsun’ demiyor? Tespitleri kim, nasıl yaptı?” diye sordu.
BU İŞİN PARTİSİ YOK
Zeytinburnu Belediye Meclis Üyesi Hasan Ali Hayıroğlu da 48 yıllık mühendis olduğunu belirterek, öncelikle zemin etüdünün önemine değindi.
Hayıroğlu, “Biz Zeytinburnu’nda dönüşümü aştık. Mevcut binalar 50-60 yıllık ve dönemin deprem yönetmeliğine göre yapılmış. Vatandaşların çok işçi, memur, emekli. Burada siyasilerin ve özellikle belediye başkanının dik durması lazım. Gerekirse kapı kapı gezecek ve anlatacak. Partili olarak değil, bürokrat olarak değerlendirmem gerekirse, Zeytinburnu Belediyesi teknik başkan yardımcımız bunu yaptı yapmaya da devam ediyor, İBB’de yatıp kalkıyor.
CHP’li meclis üyesi olarak diyorum ki Ak Parti’li belediyenin yaptığı tüm dönüşüm planlarının tamamını oy birliği ile geçirdik. Biz ne dersek komisyonda çıktı. Bu işin partisi yok. Bu iş çalışmakla ve emek vermekle oluyor” dedi.
BU DA ÖLÜM DEMEK !
İnşaat Mühendisi Hüseyin Ünlü, Şenlikköy’de bir villaya yapılan tetkikte betonun 7 çıktığını belirterek, “Bu da ölüm demek. Kentsel dönüşüm itirazlarla vs zor ama olmaz değil.
Vatandaştan başlayarak, şef, denetim, başkan herkes suçlu.
İnşaatı yapmak zemini sağlamlaştırmaktan başlar” dedi.
Harita Mühendisi Veli Aslan ise Marmara’’nın ortasında bir ilçe olarak öncelikle depreme karşı bilgilendirme ve korunma yönetemleri geliştirilmesi gerektiğini söyledi.
Arslan, “Planlama sistemi apayrı bir olaydır. Ranttır, paradır. Belediye sınırlarımız içerisinde AFAD Müdürlüğü var. Tüm mahallelerde örgütlenerek, birimler kurumalı. Deprem toplanma alanlarında jeneratör ve sosyal donatı alanları hazırlanmalı. Her mahallenin kurtarıcı ekibini mahalleli tanımalı ve bilgi sahibi olmalı. İnsanlar bilgi sahibi oldukça korkularını yener” diye konuştu.
DİLEKÇE HAZIRLADIK
Bakırköy Kentsel Dönüşüm Dayanışma Platformu Sözcüsü Feyza Özbir de İBB’de kabul edilen Bakırköy’ün merkez 7 mahallesi ile ilgili planların askı sürecine ilişkin farklı itiraz dilekçesi hazırladıklarını belirterek, “İBB Şehir Planlama Müdürlüğü neyi teklif etti ise onu istiyoruz. Halk olarak yaşanan depremin ardından bu ülkede kaçak yahut imar affı istemiyoruz” dedi.
Meclis Üyesi Şebnem Yükeb ise şehircilik anlamında en doğru planlamanın parsel bazında toplulaştırma olduğunu ancak, depremsellik gerçeği ve ilçenin yapı stoku göz önüne alınarak en hızlı çözümün çatı katı piyeslerini bağımsız bölüm olması yönünde görüş bildirdi.
BURADA DERDİMİZİ KİME ANLATIYORUZ?
Toplantıda konuşan İstanbul eski Bayındırlık Müdürlüğü baş mühendisi İsmail Hakkı Celayir, “İlçe belediyelerinin parası varsa, çevre düzeni planı da dahil olmak üzere 5 binlik planları yapma yetkisinin olduğunu söyledi.
Plan yapma ile plan onaylama yetkisinin karıştırılmaması gerektiğinin altını çizen Celayir, “İlçe belediyesi planları yapar, İBB’ye sunar onlar da revizyon yapıp onaylar. Bu da belediyenin kendi işini kolaylaştırması, hızlandırmasıdır. Biz burada derdimizi kime anlatıyoruz?
Bu işi takip edecek birinci merci kim?
Burada anlatılanlar dikkate alınmıyor, önemsemiyorsa bir konuşmamızın da bir önemi yok. Bir şeyler tartışılırken burada yetkili kişinin olması lazım. Planlamanın sırrı plan notundadır. Planlama notu sihirli kelimedir” dedi.
YORUMLAR